7 Ocak 2010 Perşembe

Bölüm 5

“ Saat 4e geliyor. Sanırım kalksam iyi olur. Seni uykundan mahrum etmek istemem.” 4 mü? Ciddi olamazdı herhalde. En son hatırladığım – aslında hatırlamıyorum her neyse – gece yarısı olmak üzereydi. Onunla 5 saattir beraberdim ve vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştım.
Aslında gitmesini istemiyordum ama 3 saatlik uykuyla ayaktaydım ve kaldırabileceğimden daha heyecanlı bir gün olmuştu. Onun yanında sızıp kalmak, isteyeceğim son şeydi. Derin bakışlarını üzerimde hissettim. Yüzünde garip bir ifade vardı. İnsanların yüzünde doğruları söyleyecekleri zaman oluşan gibi bir ifade…
“ Bu çılgınlık başladığından beri edindiğim ilk dostsun. Sana güvenebilirim, değil mi? Aslında çok saçma. Sadece 2 gündür tanışıyoruz ve ben sana kendimle ilgili her şeyi anlatıyorum. Senin o deli hayranlardan olmadığını nereden bilebilirim. Tabi ki her an bunları beni gidip paparazzilere anlatabilirsin. Ama bilemiyorum… Seni birkaç kez görmüştüm. Sanki sende benim gibisin. İnsanlardan biraz daha uzaksın. Sana karşı kendimi yakın hissettim. Biliyor musun? Aslında anlatsan bile umurumda değil. Ben sana güveniyorum.” Vay be! Tabi ki gidip hiçbir paparazziyle röportaj yapma gibi bir niyetim yoktu. Olsaydı bile bu çılgın sözlerden sonra kendimi pislik gibi hisseder ve planlarımdan vazgeçerdim.
Kapıyı açtım. Elini uzattı. “ teşekkür ederim! Her şey için.” Gülümsedi. Çekinerek elimi uzattım. Çünkü ona dokunduğum zaman tenimden elektrik akımı geçmiş gibi hissedeceğimi biliyorum. Ah haklıydım! “ Ben teşekkür ederim. Bu şehirdeki 2. dostum olduğun için. ” Gözlerini devirdi. “ Onun kusuruna bakma. Sanırım sana fazla aşık “ diyerek güldüm. Önce yüzünde anlamadığım bir ifade oldu. Sonra kahkahalarla gülmeye başladı. “ Bu alışık olduğum bir şey. Ama kızlar şu anda ilgilendiğim en son şey. “ Olamaz… Bana bir şey mi ima etmeye çalışıyordu. Gürültülü bir şekilde yutkundum. “ İyi geceler. Geldiğin için çok teşekkür ederim. Güzel bir akşamdı. “ dedim. Kapıdan çıktığında bir şey söyledi. Sanırım bu saçmalık gibi bir şey çıktı ağzından.
Kapıyı kapatır kapatmaz odama koştum. O kadar yorgundum ki. Pijamalarımı giyecek kadar bile enerjim yoktu. Hemen yatağa yattım…
* * *
Gözlerimi açtım. Saat 5 i gösteriyordu. Sabah mı akşam mı anlayamadım. Sabah olamazdı çünkü 1 saattir uyuyor gibi hissetmiyordum. Yavaşça doğruldum. Başım deli gibi ağrıyordu ve hala yorgundum. Dengemi bulmaya çalışarak pencereye gittim. Hava kararıyordu. Akşam olmuş. Tam olarak 13 saattir uyuyordum. Akşam soğuğuyla ayılmak ümidiyle derin derin nefesler aldım. İşe yaramadı. Banyoya gittim. Yüzümü yıkadım. O da işe yaramadı. Duşa girmeye karar verdim.
On beş dakikalık bir duşun ardından tam anlamıyla ayılmıştım. Midem guruldadı. Mutfakta dünden kalan pizzayı buldum. Birkaç parçayı mikrodalga fırında ısıtmaya başladım. Gözlerimi pizzalardan ayıramıyordum. Sanki avını izleyen aslan gibiydim. Ama benim avım çaresizce yenmek için bekliyordu. Pizzaları çıkartıp salonda televizyonun karşısına kuruldum. Bu koltuk yatağımdan çok daha rahattı. Sanırım artık burada uyumalıydım. Kumanda bozulana kadar kanal değiştirdim. İzleyecek hiç bir şey yoktu. Pazartesi gecelerinden nefret ediyordum. En sonunda E! Kanalında dikkatimi çekecek bir haber gördüm. ‘ Robert Pattinson ve Kristen Stewart birlikte mi?’ Kadın bir yandan konuşurken bir yandan da ikisinin birlikte çekilmiş görüntüleri gösteriliyordu. Elimdeki pizzayı tabağa bıraktım. Artık aç değildim. Ve sanırım bir daha yemek yemeyecektim.
Onlar tabi ki beraber olurlardı. Bu kadar sürükleyici bir aşk hikayesindeki baş kahramanlar olmak, peşinden gerçek hayatta bir aşkı da getirirdi. Bunu düşünemeyecek kadar beyinsiz olduğuma inanamıyordum. Bu kez gerçekten üzülmüştüm. Onun dostluktan bahsettiğinde bile böyle şeyler hissetmediğime emindim. Sanki bu kalp kırılması gibi bir şeydi. Odama gittim. Daha koyu renk olan perdelerimi sıkı sıkıya kapattım. Bilgisayarımı ve ince battaniyemi alıp salona döndüm. Google’a Robert Pattinson ve Kristen Stewart yazıp arattım. Milyonlarca resim karşımdaydı. Her an beraberlerdi. Birbirlerinin gözlerinin içine baktıkları, sarıldıkları, güldükleri, öpüştükleri… Her resimle biraz daha canım yanmaya başlamıştı. Bilgisayarı sinirle kapattım. Televizyonun sesini sonuna kadar açtım. İçimdeki sesleri bastırmasını umarak yorganı başıma kadar çektim ve sonsuza kadar sürmesini istediğim uykuya daldım.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

süper gidiyo devamını beklerim :D

flightlessbrd dedi ki...

teşekkür ederim. beğendiğine sevindim. yeni bölümleri her akşam ekliyorum