28 Eylül 2010 Salı

^^^^^Coca-cola'dan çıkan ıspanak canavar!

Bu akşam yirmi altıncı milyonuncu kez romantik komediyi izliyorum. Her seferinde tepkiler aynı. Enginciğiimin bardan girdiği sahnede eriyen tek ben miyim yahu? Allah'ım sen neler yaratıyorsun yaaaa?!?!?!?

*

*
Ama en çok dikkatimi çeken de Sinem Kobalın dişleri. NEDENSEEEEEEEEE bu salak kızcağın dişleri bu filmde inci gibi böyle bembeyaz dümdüz falan amaa hepimiz bildiği üzere küçük sırlarda çemçük ağızlı kepçe kulaklı bi tip olarak karşımıza çıkmakta. Yani sen ne kadar iğrenç bi oyuncu olsanda bölüm başına o kadar para alıyosun git bi çeneni falan yaptır ya. Böyle ağzına bi tane patlatasın geliyo.

*

*

*
Neyse onu bunu bi kenera bıraktım da geçen gece H ile konuşuyoruz konu aldatmaya geldi. Yalan söyleyemediğini bildiğimden üstüne gittim biraz, seneye ben yurt dışındayken neler neler yaparsın diye sordum kem küm etti. Üstün zekam ile aldatıldığımı anladım tebiiii. Dedim naaaaptın sennn!! Valla 2 kez yaptım demez mi bi de banaaaaaaaaaaaa. Allahım alllahım yaa. Bi de kızdın mı diye soruyo. Yürü git manyak dedim, sonra da mesaj atmış bana "Ben yaptım diye sen yapmazsın demi sevgilim??". Üzgünüm ama sana k.çımla gülmekteyim. Ben şöyle italyaya gidicem aldatmıcam hahay :D

-



^


Bu arada Coca-Cola sana sesleniyorum böyle acıyı yedikten sonra iç kolayı geçsin diye reklam yapmışsın ama sen hiç içmemişsin belli. Bi dene bakalım acının üzerine asitli içecek içince neler oluyo? Öğrende gel haddiiiiii.


Behlül kaçar. Beni sevin. Öptüm

Hiç yorum yok: